Unutulmayan Maçlar 1
23.03.1941 BEŞİKTAŞ – FENERBAHÇE: 7-1
Milli Küme’ye hazırlık mahiyetinde düzenlenen Dörtler Kupası’na Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve İstanbulspor katılıyordu. Beşiktaş, İstanbul Ligi Şampiyonu unvanını taşıyordu. Fenerbahçe de güçlü bir kadroya sahipti. Kalede Cihat vardı. Ayrıca Naci, B.Fikret, K.Fikret, Rebii gibi önemli isimlere yer verilmişti.
Kazananın kupayı alacağı Şeref Stadı’ndaki bu maça seyirciler de büyük ilgi göstermiş, tribünlere 7 bin taraftar gelmişti.
Uzun boylu ve seri oyunculardan kurulu Beşiktaş, alışılmadık bir saha dizilişi ile oynayan ve oyuncuların mevkileri değiştiği için bocalayan bir Fenerbahçe buldu karşısında. Ve bu zaafiyeti affetmedi. Bütün hatları ile saldıran Beşiktaş, kısa sürede zayıf Fenerbahçe savunmasının direncini kırdı.
Tek kale şekline dönen oyunun ilk golünü 5. dakikada Şükrü’nün ortasına yükselip vuran Sabri kaydetti. Fenerliler henüz toparlanamadan Şeref, savunma hatasını değerlendirip farkı ikiye çıkardı. Ardından da Hakkı, ceza alanı çizgisi üstünden bomba gibi bir şutla Cihat’ı bir kez daha avladı: 3-0. Fenerbahçe takımı peş peşe gelen gollerle şaşkına dönmüştü. Naci’nin golü, dalga dalga gelen Beşiktaş akınlarını biraz olsun hafifletti, oyuna denge geldi.
Beşiktaş ikinci yarıya da oyuna yeni çıkmış gibi başladı. Peş peşe ataklar Fenerbahçe savunmasını zor durumda bırakıyordu. 49. dakikada Hakkı’nın derinleme pasıyla buluşan Sabri skoru 4-1’e taşıdı. Artık sari-lacivertli takımın savunma yapacak gücü de kalmamıştı. Sabri’nin yeni golünü Hakkı’nın iki şık vuruşu izledi.
Beşiktaş, ezeli rakibi karşısında tarihindeki en farklı zaferini kazanırken, İstanbul Şampiyonluğu’ndan sonra Dörtler Kupası’nı da kaldırıyordu.
Beşiktaş: Mehmet Ali, Hristo, Yavuz, Memduh, Halil, Rifat, Sabri, Hakkı, Saim, Şeref, Şükrü
Goller: Sabri (5, 49, 53), Şeref (24), Hakkı (29, 68, 75), Naci (35)
Milli Küme’ye hazırlık mahiyetinde düzenlenen Dörtler Kupası’na Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve İstanbulspor katılıyordu. Beşiktaş, İstanbul Ligi Şampiyonu unvanını taşıyordu. Fenerbahçe de güçlü bir kadroya sahipti. Kalede Cihat vardı. Ayrıca Naci, B.Fikret, K.Fikret, Rebii gibi önemli isimlere yer verilmişti.
Kazananın kupayı alacağı Şeref Stadı’ndaki bu maça seyirciler de büyük ilgi göstermiş, tribünlere 7 bin taraftar gelmişti.
Uzun boylu ve seri oyunculardan kurulu Beşiktaş, alışılmadık bir saha dizilişi ile oynayan ve oyuncuların mevkileri değiştiği için bocalayan bir Fenerbahçe buldu karşısında. Ve bu zaafiyeti affetmedi. Bütün hatları ile saldıran Beşiktaş, kısa sürede zayıf Fenerbahçe savunmasının direncini kırdı.
Tek kale şekline dönen oyunun ilk golünü 5. dakikada Şükrü’nün ortasına yükselip vuran Sabri kaydetti. Fenerliler henüz toparlanamadan Şeref, savunma hatasını değerlendirip farkı ikiye çıkardı. Ardından da Hakkı, ceza alanı çizgisi üstünden bomba gibi bir şutla Cihat’ı bir kez daha avladı: 3-0. Fenerbahçe takımı peş peşe gelen gollerle şaşkına dönmüştü. Naci’nin golü, dalga dalga gelen Beşiktaş akınlarını biraz olsun hafifletti, oyuna denge geldi.
Beşiktaş ikinci yarıya da oyuna yeni çıkmış gibi başladı. Peş peşe ataklar Fenerbahçe savunmasını zor durumda bırakıyordu. 49. dakikada Hakkı’nın derinleme pasıyla buluşan Sabri skoru 4-1’e taşıdı. Artık sari-lacivertli takımın savunma yapacak gücü de kalmamıştı. Sabri’nin yeni golünü Hakkı’nın iki şık vuruşu izledi.
Beşiktaş, ezeli rakibi karşısında tarihindeki en farklı zaferini kazanırken, İstanbul Şampiyonluğu’ndan sonra Dörtler Kupası’nı da kaldırıyordu.
Beşiktaş: Mehmet Ali, Hristo, Yavuz, Memduh, Halil, Rifat, Sabri, Hakkı, Saim, Şeref, Şükrü
Goller: Sabri (5, 49, 53), Şeref (24), Hakkı (29, 68, 75), Naci (35)
22.04.1944 HARP OKULU – BEŞİKTAŞ: 3-6
1944 Milli Küme karşılaşmalarında Beşiktaş, ilk 5 maçında 4 galibiyet, 1 beraberlik aldıktan sonra, Ankara deplasmanındaydı. Tribünlerdeki seyircilerin büyük bölümü Beşiktaş’tan goller beklerken, 21 ve 40. dakikalarda Muzaffer, 36. dakikada da Sabahattin’in goleriyle ilk 45 dakika sonunda Harp Okulu: 3 – Beşiktaş: 0 skoru ortaya çıktı. Devre arasında kaptan Baba Hakkı soyunma odasında tren biletlerine eline alıp, “Arkadaşlar kendinize gelin, bu maçı kaybedersek, biletleri yırtarım ve İstanbul’a yürüyerek döneriz” diyordu.
İkinci yarı başlar başlamaz maçın havası değişti. 48. dakikada Eşref’in kullandığı korneri Baba Hakkı kafayla ağlara gönderdi. 55. dakikada Eşref’in ortasında kafayı vuran Vecdi ikinci golü attı. 57. dakikada sağdan gelen ortaya, Eşref sert vurdu, durum 3-3 berabere. 60. dakikada Eşref’in ortasına Vecdi plase bir vuruş yaptı ve Beşiktaş 4-3 öne geçti.
Tribünlerdeki binlerce Beşiktaşlı sanki bir rüyadaydı, kaybettik diye üzülenler şimdi birbirleriyle kucaklaşıyordu. 82. dakikada bitmez tükenmez enerjisiyle Eşref’in uzattığı pası, Kemal bomba gibi şutladı, top ağlarda. 88. dakikada ikinci yarıda gol yağmurunu başlatan Baba Hakkı kafayla perdeyi kapattı. Harp Okulu: 3-Beşiktaş: 6.
Beşiktaş: Faruk, Rıfat Atakan, Yani Sasapukos, Ali, Ömer Doğan, Hüseyin Saygun, Vecdi Çapa, Hakkı Yeten, Kemal Gülçelik, Cahit, Eşref Bilgiç.
Goller: Hakkı (48 ve 88), Vecdi (55 ve 60), Eşref (57), Kemal (82), Muzaffer (21 ve 40), Sabahattin (36).
1944 Milli Küme karşılaşmalarında Beşiktaş, ilk 5 maçında 4 galibiyet, 1 beraberlik aldıktan sonra, Ankara deplasmanındaydı. Tribünlerdeki seyircilerin büyük bölümü Beşiktaş’tan goller beklerken, 21 ve 40. dakikalarda Muzaffer, 36. dakikada da Sabahattin’in goleriyle ilk 45 dakika sonunda Harp Okulu: 3 – Beşiktaş: 0 skoru ortaya çıktı. Devre arasında kaptan Baba Hakkı soyunma odasında tren biletlerine eline alıp, “Arkadaşlar kendinize gelin, bu maçı kaybedersek, biletleri yırtarım ve İstanbul’a yürüyerek döneriz” diyordu.
İkinci yarı başlar başlamaz maçın havası değişti. 48. dakikada Eşref’in kullandığı korneri Baba Hakkı kafayla ağlara gönderdi. 55. dakikada Eşref’in ortasında kafayı vuran Vecdi ikinci golü attı. 57. dakikada sağdan gelen ortaya, Eşref sert vurdu, durum 3-3 berabere. 60. dakikada Eşref’in ortasına Vecdi plase bir vuruş yaptı ve Beşiktaş 4-3 öne geçti.
Tribünlerdeki binlerce Beşiktaşlı sanki bir rüyadaydı, kaybettik diye üzülenler şimdi birbirleriyle kucaklaşıyordu. 82. dakikada bitmez tükenmez enerjisiyle Eşref’in uzattığı pası, Kemal bomba gibi şutladı, top ağlarda. 88. dakikada ikinci yarıda gol yağmurunu başlatan Baba Hakkı kafayla perdeyi kapattı. Harp Okulu: 3-Beşiktaş: 6.
Beşiktaş: Faruk, Rıfat Atakan, Yani Sasapukos, Ali, Ömer Doğan, Hüseyin Saygun, Vecdi Çapa, Hakkı Yeten, Kemal Gülçelik, Cahit, Eşref Bilgiç.
Goller: Hakkı (48 ve 88), Vecdi (55 ve 60), Eşref (57), Kemal (82), Muzaffer (21 ve 40), Sabahattin (36).
30.10.1966 ESKİŞEHİRSPOR-BEŞİKTAŞ: 0-6
1965 yılında kurulan ve o dönemde büyük bir seyirci potansiyeline sahip olan Eskişehirspor, 1965-66 sezonunda ikinci lige dahil olmuş ve ilk yılında şampiyon olarak, Birinci Lig’e yükselmişti. Kırmızı Şimşekler Birinci Lig’e de misafir değil, şampiyonlukta iddialı takım olarak başladı. 1966-67 sezonunda ilk 5 maç sonunda Beşiktaş ve Eskişehirspor 7’şer puan toplamıştı.
30 Ekim 1966 Pazar günü iki takım, Eskişehir Atatürk Stadı’nda 25.000 seyircinin önüne çıktı. Muzaffer Sarvan, Yavuz Tunç ve Sait Acarbay hakem üçlüsünün yönettiği maça Beşiktaş büyük bir seyirci dezavantajına rağmen, fırtına gibi başladı. 10. dakikada da ilk gol geldi. Kuzman’ın pasını, Faruk bekletmeden müsait durumdaki K.Ahmet’e geçirdi, K.Ahmet de topu düzeltip sert bir sol şutla ağlara gönderdi. 0-1
35. dakikada gole giden Güven’in İsmail ve İlhan tarafından düşürülmesine hakem devam dedi. 36. dakikada Abidin’in gollük şutunu Necmi, mükemmel bir refleksle kornere yumrukladı. 42. dakikada Yusuf sağdan daldı, ortasını yaptı, kaleci Hakkı uzandı ama topu tutamadı ve Kuzman durumu 0-2 yaptı. 45. dakikada Fethi’nin sert şutuyla Süreyya baygınlık geçirdi, o tarihlerde resmi maçlarda kaleci hariç oyuncu değiştirme olmadığından, Süreyya ikinci yarıda maça devam etti.
51. dakikada Sanlı soldan topla daldı ve kaleciyi de geçerek, zor pozisyonda farkı üçe çıkardı. 56. dakikada Kuzman, 6 oyuncuyu çalımladıktan sonra penaltı noktasından skoru 0-4’e yükseltti.
64. dakikada kazanılan frikiği K.Ahmet beşinci gol olarak ağlara gönderdi. 66. dakikada Faruk kale önünde düşürüldü ve hakem Muzaffer Sarvan, penaltı noktasını gösterdi. Uzun itirazlar bittiğinde Sanlı topun başına geldi ve kalecinin soluna gönderdiği vuruş, durumu 0-6 yapmıştı. Ancak bu gole tabelacının itirazı bitmemişti ve skor tabelasına 0-0 levhasını astı. Bu farklı sonuç, Eskişehirspor’un o sezon kendi sahasında aldığı ilk ve tek yenilgi oldu.
Beşiktaş: Necmi Mutlu, Erkan Yanardağ, Fehmi Sağınoğlu, Yusuf Tunaoğlu, Süreyya Özkefe, Kaya Köstepen, Ahmet Özacar, Ervin Kuzman, Güven Önüt, Sanlı Sarıalioğlu, Faruk Karadoğan.
Goller: K.Ahmet (10 ve 64), Kuzman (42 ve 56), Sanlı (51 ve 85 pen.)
1965 yılında kurulan ve o dönemde büyük bir seyirci potansiyeline sahip olan Eskişehirspor, 1965-66 sezonunda ikinci lige dahil olmuş ve ilk yılında şampiyon olarak, Birinci Lig’e yükselmişti. Kırmızı Şimşekler Birinci Lig’e de misafir değil, şampiyonlukta iddialı takım olarak başladı. 1966-67 sezonunda ilk 5 maç sonunda Beşiktaş ve Eskişehirspor 7’şer puan toplamıştı.
30 Ekim 1966 Pazar günü iki takım, Eskişehir Atatürk Stadı’nda 25.000 seyircinin önüne çıktı. Muzaffer Sarvan, Yavuz Tunç ve Sait Acarbay hakem üçlüsünün yönettiği maça Beşiktaş büyük bir seyirci dezavantajına rağmen, fırtına gibi başladı. 10. dakikada da ilk gol geldi. Kuzman’ın pasını, Faruk bekletmeden müsait durumdaki K.Ahmet’e geçirdi, K.Ahmet de topu düzeltip sert bir sol şutla ağlara gönderdi. 0-1
35. dakikada gole giden Güven’in İsmail ve İlhan tarafından düşürülmesine hakem devam dedi. 36. dakikada Abidin’in gollük şutunu Necmi, mükemmel bir refleksle kornere yumrukladı. 42. dakikada Yusuf sağdan daldı, ortasını yaptı, kaleci Hakkı uzandı ama topu tutamadı ve Kuzman durumu 0-2 yaptı. 45. dakikada Fethi’nin sert şutuyla Süreyya baygınlık geçirdi, o tarihlerde resmi maçlarda kaleci hariç oyuncu değiştirme olmadığından, Süreyya ikinci yarıda maça devam etti.
51. dakikada Sanlı soldan topla daldı ve kaleciyi de geçerek, zor pozisyonda farkı üçe çıkardı. 56. dakikada Kuzman, 6 oyuncuyu çalımladıktan sonra penaltı noktasından skoru 0-4’e yükseltti.
64. dakikada kazanılan frikiği K.Ahmet beşinci gol olarak ağlara gönderdi. 66. dakikada Faruk kale önünde düşürüldü ve hakem Muzaffer Sarvan, penaltı noktasını gösterdi. Uzun itirazlar bittiğinde Sanlı topun başına geldi ve kalecinin soluna gönderdiği vuruş, durumu 0-6 yapmıştı. Ancak bu gole tabelacının itirazı bitmemişti ve skor tabelasına 0-0 levhasını astı. Bu farklı sonuç, Eskişehirspor’un o sezon kendi sahasında aldığı ilk ve tek yenilgi oldu.
Beşiktaş: Necmi Mutlu, Erkan Yanardağ, Fehmi Sağınoğlu, Yusuf Tunaoğlu, Süreyya Özkefe, Kaya Köstepen, Ahmet Özacar, Ervin Kuzman, Güven Önüt, Sanlı Sarıalioğlu, Faruk Karadoğan.
Goller: K.Ahmet (10 ve 64), Kuzman (42 ve 56), Sanlı (51 ve 85 pen.)
11.08.1974 – BEŞİKTAŞ – FENERBAHÇE 5-4
İnönü Stadı’nda 41 bin 564 kişinin 1 milyon 7 bin 410 lira ödeyerek izlediği TSYD Kupası maçında, ilk golü Beşiktaş buldu. 11. dakikada Sinan’ın ortasında kaleci Adil ile kaptan Ziya’nın anlaşmazlığından Tuğrul yararlandı.
28.dakikada Fenerbahçe, Osman’la skoru eşitledi. Ardından da 32. dakikada maçın en çok tartışılan pozisyonu yaşandı. Daha önce yaptığı faul nedeniyle sarı kartı olan Fenerbahçeli Yılmaz bu kez elini topa uzattı, hakem Doğan Babacan, kırmızı kartını çıkardı. Devrenin bitimine doğru Fenerbahçe, Cemil’in golüyle 2-1 öne geçti.
İkinci yarıya Beşiktaş fırtına gibi başladı. 48.dakikada Mesut’un ortasını Sinan gelişine ağlara yolladı. 51. dakikada Tezcan’ın pasını yine Sinan bekletmeden gole çevirdi. 54. dakikada Tezcan topu rakip ceza sahasına kadar götürdü. Sinan’ı kendisinden daha müsait pozisyonda görünce geri pası çıkardı. Sinan da 6 dakika içinde ücüncü golünü atarak hat-trick yaptı. Böylece Beşiktaş 4-2 öne geçti. Ancak heyecan kasırgası daha dinmemişti. 67. dakikada Aydın, 74. dakikada da Zafer durumu 4-4 yapınca, Fenerbahçe avantajlı duruma geçti.
Gol düellosunun berabere kapanacağı beklenirken 85. dakikada Ünal uzun bir top açtı, Sinan, ileri çıkan kaleci Adil’in üzerinden şandel vurdu, top üst direkten geri dönerken pozisyonu iyi izleyen Tezcan bir kartal gibi uçarak kafaya yapıştırdı, top ağlarla kucaklaşırken, Alpaslan’ın çabası sonuç vermedi. Böylece Beşiktaş 5-4 galibiyetle TSYD Kupası’nı altıncı kez müzesine götürdü.
Beşiktaş : Mete Bozkurt, Ahmet Doğan Börtücene, Niko Kovi, Vedat Okyar, Zekeriya Alp, Sanlı Sarıalioğlu (Lütfi Isıgöllü), Dorde Miliç (Ünal Tombulel), Kahraman Kartaloğlu, Sinan Alayoğlu, Tezcan Ozan, Tuğrul Şener (Mesut Şen).
Goller: Tuğrul (11), Osman (28), Cemil (41), Sinan (48, 51 ve 54), Aydın (67), Zafer (74), Tezcan (85)
İnönü Stadı’nda 41 bin 564 kişinin 1 milyon 7 bin 410 lira ödeyerek izlediği TSYD Kupası maçında, ilk golü Beşiktaş buldu. 11. dakikada Sinan’ın ortasında kaleci Adil ile kaptan Ziya’nın anlaşmazlığından Tuğrul yararlandı.
28.dakikada Fenerbahçe, Osman’la skoru eşitledi. Ardından da 32. dakikada maçın en çok tartışılan pozisyonu yaşandı. Daha önce yaptığı faul nedeniyle sarı kartı olan Fenerbahçeli Yılmaz bu kez elini topa uzattı, hakem Doğan Babacan, kırmızı kartını çıkardı. Devrenin bitimine doğru Fenerbahçe, Cemil’in golüyle 2-1 öne geçti.
İkinci yarıya Beşiktaş fırtına gibi başladı. 48.dakikada Mesut’un ortasını Sinan gelişine ağlara yolladı. 51. dakikada Tezcan’ın pasını yine Sinan bekletmeden gole çevirdi. 54. dakikada Tezcan topu rakip ceza sahasına kadar götürdü. Sinan’ı kendisinden daha müsait pozisyonda görünce geri pası çıkardı. Sinan da 6 dakika içinde ücüncü golünü atarak hat-trick yaptı. Böylece Beşiktaş 4-2 öne geçti. Ancak heyecan kasırgası daha dinmemişti. 67. dakikada Aydın, 74. dakikada da Zafer durumu 4-4 yapınca, Fenerbahçe avantajlı duruma geçti.
Gol düellosunun berabere kapanacağı beklenirken 85. dakikada Ünal uzun bir top açtı, Sinan, ileri çıkan kaleci Adil’in üzerinden şandel vurdu, top üst direkten geri dönerken pozisyonu iyi izleyen Tezcan bir kartal gibi uçarak kafaya yapıştırdı, top ağlarla kucaklaşırken, Alpaslan’ın çabası sonuç vermedi. Böylece Beşiktaş 5-4 galibiyetle TSYD Kupası’nı altıncı kez müzesine götürdü.
Beşiktaş : Mete Bozkurt, Ahmet Doğan Börtücene, Niko Kovi, Vedat Okyar, Zekeriya Alp, Sanlı Sarıalioğlu (Lütfi Isıgöllü), Dorde Miliç (Ünal Tombulel), Kahraman Kartaloğlu, Sinan Alayoğlu, Tezcan Ozan, Tuğrul Şener (Mesut Şen).
Goller: Tuğrul (11), Osman (28), Cemil (41), Sinan (48, 51 ve 54), Aydın (67), Zafer (74), Tezcan (85)
15.10.1989 BEŞİKTAŞ – ADANA DEMİRSPOR : 10-0
Henüz ligin 6. maçı. Sezon yeni başlamıştı. Ancak siyah-beyazlılar için hiç de iyi başlangıç değildi bu. İlk 5 maçta alınan 2 yenilgi ve 1 beraberlik, moralleri bozmuştu.
Gordon Milne, 15 Ekim’de Ali Sami Yen Stadı’nda oynanan Adana Demirspor maçına tamamı Türkler’den oluşan bir 11 çıkardı. Yabancılar kadroda yoktu. Herkes yeni oluşan ekibin yabancısız neler yapabileceğini merak ediyordu.
Ve Beşiktaş o gün Türk Futbol Tarihi’ne geçecek bir skora imza attı. Yerli Kartal, Adana Demirspor ağlarına tam 10 gol bıraktı. Gol yağmurunun habercisi 2. dakikada Rıza’nın ortasına yükselen Ali Gültiken’in kafa vuruşuydu. Ardından Feyyaz sahne aldı. Sonra da Metin.
90 dakika bittiğinde Adana Demirspor ağlarında tam 10 gol vardı. İlk yarıda 4 gol yediği için çıkarılan Fatih’in yerine oyuna giren Haluk’un payına ise 6 gol düşmüştü.
Siyah-Beyazlı takımımızı, bu tarihi zafere götüren gollerin 4’ünde Ali’nin 3’ünde Metin’in, 3’ünde de Feyyaz’ın imzaları vardı. Üstelik Metin’in bir şutu direkten dönmüş, hakem Engin Kurt, Beşiktaş’ın iki penaltısını da vermemişti.
Adana Demirspor galibiyeti ile moral bulan Beşiktaş’ın bu yeni kadrosu hızlı bir yükselişe geçecek ve uzun süre lider götürdüğü ligi zirvede bitirecekti. Bu aynı zamanda 3’lü şampiyonluk serisinin ilkiydi.
Beşiktaş’ın o yılki kadrosu, “efsane kadro” olarak tarihteki yerini alırken, 10-0’lık maç da profesyonel futbol tarihimizin hala kıralamayan rekoru olmayı sürdürüyor.
Beşiktaş: Engin İpekoğlu (dk. 64 Metin Akçevre), Recep Çetin, Gökhan Keskin, Ulvi Güveneroğlu, Kadir Akbulut, Rıza Çalımbay, Şenol Fidan, Zeki Önatlı, Feyyaz Uçar, Metin Tekin, Ali Gültiken.
Goller: Ali (2, 57, 61, 82), Feyyaz (12, 65, 85), Metin (24, 73, 76)
Henüz ligin 6. maçı. Sezon yeni başlamıştı. Ancak siyah-beyazlılar için hiç de iyi başlangıç değildi bu. İlk 5 maçta alınan 2 yenilgi ve 1 beraberlik, moralleri bozmuştu.
Gordon Milne, 15 Ekim’de Ali Sami Yen Stadı’nda oynanan Adana Demirspor maçına tamamı Türkler’den oluşan bir 11 çıkardı. Yabancılar kadroda yoktu. Herkes yeni oluşan ekibin yabancısız neler yapabileceğini merak ediyordu.
Ve Beşiktaş o gün Türk Futbol Tarihi’ne geçecek bir skora imza attı. Yerli Kartal, Adana Demirspor ağlarına tam 10 gol bıraktı. Gol yağmurunun habercisi 2. dakikada Rıza’nın ortasına yükselen Ali Gültiken’in kafa vuruşuydu. Ardından Feyyaz sahne aldı. Sonra da Metin.
90 dakika bittiğinde Adana Demirspor ağlarında tam 10 gol vardı. İlk yarıda 4 gol yediği için çıkarılan Fatih’in yerine oyuna giren Haluk’un payına ise 6 gol düşmüştü.
Siyah-Beyazlı takımımızı, bu tarihi zafere götüren gollerin 4’ünde Ali’nin 3’ünde Metin’in, 3’ünde de Feyyaz’ın imzaları vardı. Üstelik Metin’in bir şutu direkten dönmüş, hakem Engin Kurt, Beşiktaş’ın iki penaltısını da vermemişti.
Adana Demirspor galibiyeti ile moral bulan Beşiktaş’ın bu yeni kadrosu hızlı bir yükselişe geçecek ve uzun süre lider götürdüğü ligi zirvede bitirecekti. Bu aynı zamanda 3’lü şampiyonluk serisinin ilkiydi.
Beşiktaş’ın o yılki kadrosu, “efsane kadro” olarak tarihteki yerini alırken, 10-0’lık maç da profesyonel futbol tarihimizin hala kıralamayan rekoru olmayı sürdürüyor.
Beşiktaş: Engin İpekoğlu (dk. 64 Metin Akçevre), Recep Çetin, Gökhan Keskin, Ulvi Güveneroğlu, Kadir Akbulut, Rıza Çalımbay, Şenol Fidan, Zeki Önatlı, Feyyaz Uçar, Metin Tekin, Ali Gültiken.
Goller: Ali (2, 57, 61, 82), Feyyaz (12, 65, 85), Metin (24, 73, 76)
06.01.1990 FENERBAHÇE-BEŞİKTAŞ : 1-5
Beşiktaş’ın altın yılları, şampiyonluklar kadar tarihi skorlarla da bir döneme tanıklık etti. Bu tarihi maçlardan biri de Fenerbahçe Stadı’nda kazanılan zaferdi. Üçlü şampiyonluk serisinin ilkinde dolu dizgin giden Beşiktaş, Kadıköy’de Fenerbahçe karşısında coşuyordu.
Fenerbahçe’nin başında Veselinoviç vardı. Ancak kurnaz Yugoslav, İngiliz Milne’nin tuzağına düşmüştü. Maça çok hızlı başlayan Beşiktaş, 2. dakikada gole çok yaklaştı. Feyyaz’ın ortasında topla buluşan Metin pozisyonun ofsayt olabileceğini düşünerek bir an durakladı. Ancak hakem Erman Toroğlu devam diyordu. Şaşıran Metin’in kötü vuruşunu Nurettin zorlanmadan çıkardı. 4. dakikada ise gol geldi. Metin sağdan hareketlenip İsmail’i geçti, ortasında Wilson’a kafayla vurmak kaldı.
Fenerbahçe, Aykut’un Gökhan’ı faulle geçtiği bir pozisyonda Oğuz’la eşitliği sağladı. 22. dakikada devrenin skoru belirlendi. Kadir’in soldan ortaladığı topa Ulvi kafayı vurdu, seken topu Ali kafayla tamamladı: 2-1.
İkinci yarıda sahada tam anlamı ile bir Beşiktaş şovu vardı. 52. dakikada Fenerbahçe savunmasının hatasını değerlendiren Ali, yerden bir vuruşla Nurettin’i yine mağlup etti.
59. dakikada Rıza’nın sağdan uzattığı nefis pasta Metin topu Nurettin’in üzerinden aşırtıp, farkı üçe çıkardı.
70. dakikada Beşiktaş’ın 5. golü geldi. Ali ile Feyyaz’ın aynı aynda girdiği gol pozisyonunda, Ali topu daha uygun durumdaki arkadaşına bıraktı, Feyyaz da Nurettin’i geçip topu ağlara yuvarladı.
Nurettin, yediği 5 gole karşın Fenerbahçe’nin en iyi oyuncusuydu. Son olarak 78 ve 81. dakikalarda Mehmet’in vuruşlarında da gole izin vermeyip, skorun 5-1’de kalmasını sağladı. Kadıköy’deki 5 gollü Beşiktaş zaferi, efsane kadronun şampiyonluğunun da habercisiydi.
Beşiktaş: Engin İpekoğlu, Reçep Çetin (dk. 89 İsmail Taviş), Gökhan Keskin, Ulvi Güveneroğlu, Kadir Akbulut, Rıza Çalımbay, Şenol Fidan, Ian Wilson (dk. 60 Mehmet Özdilek), Feyyaz Uçar, Ali Gültiken, Metin Tekin.
Goller: Wilson (4), Oğuz (7), Ali (22, 52), Metin (59), Feyyaz (70).
Beşiktaş’ın altın yılları, şampiyonluklar kadar tarihi skorlarla da bir döneme tanıklık etti. Bu tarihi maçlardan biri de Fenerbahçe Stadı’nda kazanılan zaferdi. Üçlü şampiyonluk serisinin ilkinde dolu dizgin giden Beşiktaş, Kadıköy’de Fenerbahçe karşısında coşuyordu.
Fenerbahçe’nin başında Veselinoviç vardı. Ancak kurnaz Yugoslav, İngiliz Milne’nin tuzağına düşmüştü. Maça çok hızlı başlayan Beşiktaş, 2. dakikada gole çok yaklaştı. Feyyaz’ın ortasında topla buluşan Metin pozisyonun ofsayt olabileceğini düşünerek bir an durakladı. Ancak hakem Erman Toroğlu devam diyordu. Şaşıran Metin’in kötü vuruşunu Nurettin zorlanmadan çıkardı. 4. dakikada ise gol geldi. Metin sağdan hareketlenip İsmail’i geçti, ortasında Wilson’a kafayla vurmak kaldı.
Fenerbahçe, Aykut’un Gökhan’ı faulle geçtiği bir pozisyonda Oğuz’la eşitliği sağladı. 22. dakikada devrenin skoru belirlendi. Kadir’in soldan ortaladığı topa Ulvi kafayı vurdu, seken topu Ali kafayla tamamladı: 2-1.
İkinci yarıda sahada tam anlamı ile bir Beşiktaş şovu vardı. 52. dakikada Fenerbahçe savunmasının hatasını değerlendiren Ali, yerden bir vuruşla Nurettin’i yine mağlup etti.
59. dakikada Rıza’nın sağdan uzattığı nefis pasta Metin topu Nurettin’in üzerinden aşırtıp, farkı üçe çıkardı.
70. dakikada Beşiktaş’ın 5. golü geldi. Ali ile Feyyaz’ın aynı aynda girdiği gol pozisyonunda, Ali topu daha uygun durumdaki arkadaşına bıraktı, Feyyaz da Nurettin’i geçip topu ağlara yuvarladı.
Nurettin, yediği 5 gole karşın Fenerbahçe’nin en iyi oyuncusuydu. Son olarak 78 ve 81. dakikalarda Mehmet’in vuruşlarında da gole izin vermeyip, skorun 5-1’de kalmasını sağladı. Kadıköy’deki 5 gollü Beşiktaş zaferi, efsane kadronun şampiyonluğunun da habercisiydi.
Beşiktaş: Engin İpekoğlu, Reçep Çetin (dk. 89 İsmail Taviş), Gökhan Keskin, Ulvi Güveneroğlu, Kadir Akbulut, Rıza Çalımbay, Şenol Fidan, Ian Wilson (dk. 60 Mehmet Özdilek), Feyyaz Uçar, Ali Gültiken, Metin Tekin.
Goller: Wilson (4), Oğuz (7), Ali (22, 52), Metin (59), Feyyaz (70).
20.04.1991 GALATASARAY-BEŞİKTAŞ : 2-3
Beşiktaş’ın 90’lı yıllardaki kadrosu, tarihe geçen efsane bir ekipti. Gordon Milne yönetimindeki genç Kartallar, makine düzeninde oynuyorlar, müthiş presleri ile karşılarına çıkan her takımı çökertiyorlardı.
Held’den umduğunu bulamayan Galatasaray’da ise Mustafa Denizli büyük ümitlerle yeniden başa gelmişti. Üstelik Tanju’dan Kosecki’ye, Cüneyt’ten Prekazi’ye kadar birçok yıldız ismi kadrosunda barındırıyordu.
Sezonun bitimine 4 hafta vardı ve zirvedeki iki takım, Galatasaray ile Beşiktaş, Ali Sami Yen Stadı’nda karşı karşıya geliyordu. Kazanan büyük olasılıkla ipi göğüsleyecekti. İki takımında maça tedbirli başlaması bekleniyordu. Ancak Galatasaray müthiş bir presle saldırmaya başladı. Daha 1. dakikada Gökhan ile Engin arasındaki anlaşmazlık iki oyuncuyu kavga noktasına getiriyor, Beşiktaş savunması “alarm” veriyordu.
5. dakikada da gol için saldıran Galatasaray amacına ulaşıyor, bomboş bırakılan Tanju Çolak bu hatayı affetmiyordu.
17. dakikada Beşiktaş, kalesinde ikinci golü gördü. Kosecki-Tanju verkaçında Polonyalı futbolcu topu ayağından açıyor ancak Ulvi’nin ters vuruşu, kaleci Engin’in de öne çıkmasıyla sürpriz bir gol getiriyordu.
Ali Gültiken’in 33. dakikadaki golü dengeleri değiştirdi. Metin’in ortasında Feyyaz’ın vurduğu top önce Hayrettin’e, sonra direğe çarpmış ve ceza alanına dönmüştü. Ali bu fırsatı kaçırmadı. 44. dakikada hata yapma sırası Galatasaray savunmasına gelmişti. Yusuf’un ıska geçtiği topu takip eden Ali, skoru eşitleyen gole imzasını atıyordu.
İkinci yarı kıran kırana bir mücadele yaşandı. Her iki takım da gol için elinden geleni yapıyordu. 73. dakikada sahneye Feyyaz çıktı. Feyyaz’ın pasında Şifo Mehmet orta-şut karışımı vurdu, Hayrettin bu ters topu güç bela uzaklaştırabildi. Fakat tokatladığı yerde yeniden pozisyonun içine giren Feyyaz vardı. O da Hayrettin’in boşalttığı kaleye topu gönderiverdi.
Denizli’nin Galatasaray’ı, Beşiktaş’a 2-0’dan 3-2 mağlup oluyor, Gordon Milne’nin üst üste ikinci şampiyonluğunun önünü açıyodu.
Beşiktaş: Engin İpekoğlu, Recep Çetin, Gökhan Keskin, Ulvi Güveneroğlu, Kadir Akbulut, Rıza Çalımbay, Mehmet Özdilek, Alan Walsh (Zeki Önatlı), Feyyaz Uçar, Ali Gültiken, Metin Tekin (Turan Uzun).
Goller: Tanju (5), Ulvi (17 kendi kalesine), Ali (33, 44), Feyyaz (73).
Beşiktaş’ın 90’lı yıllardaki kadrosu, tarihe geçen efsane bir ekipti. Gordon Milne yönetimindeki genç Kartallar, makine düzeninde oynuyorlar, müthiş presleri ile karşılarına çıkan her takımı çökertiyorlardı.
Held’den umduğunu bulamayan Galatasaray’da ise Mustafa Denizli büyük ümitlerle yeniden başa gelmişti. Üstelik Tanju’dan Kosecki’ye, Cüneyt’ten Prekazi’ye kadar birçok yıldız ismi kadrosunda barındırıyordu.
Sezonun bitimine 4 hafta vardı ve zirvedeki iki takım, Galatasaray ile Beşiktaş, Ali Sami Yen Stadı’nda karşı karşıya geliyordu. Kazanan büyük olasılıkla ipi göğüsleyecekti. İki takımında maça tedbirli başlaması bekleniyordu. Ancak Galatasaray müthiş bir presle saldırmaya başladı. Daha 1. dakikada Gökhan ile Engin arasındaki anlaşmazlık iki oyuncuyu kavga noktasına getiriyor, Beşiktaş savunması “alarm” veriyordu.
5. dakikada da gol için saldıran Galatasaray amacına ulaşıyor, bomboş bırakılan Tanju Çolak bu hatayı affetmiyordu.
17. dakikada Beşiktaş, kalesinde ikinci golü gördü. Kosecki-Tanju verkaçında Polonyalı futbolcu topu ayağından açıyor ancak Ulvi’nin ters vuruşu, kaleci Engin’in de öne çıkmasıyla sürpriz bir gol getiriyordu.
Ali Gültiken’in 33. dakikadaki golü dengeleri değiştirdi. Metin’in ortasında Feyyaz’ın vurduğu top önce Hayrettin’e, sonra direğe çarpmış ve ceza alanına dönmüştü. Ali bu fırsatı kaçırmadı. 44. dakikada hata yapma sırası Galatasaray savunmasına gelmişti. Yusuf’un ıska geçtiği topu takip eden Ali, skoru eşitleyen gole imzasını atıyordu.
İkinci yarı kıran kırana bir mücadele yaşandı. Her iki takım da gol için elinden geleni yapıyordu. 73. dakikada sahneye Feyyaz çıktı. Feyyaz’ın pasında Şifo Mehmet orta-şut karışımı vurdu, Hayrettin bu ters topu güç bela uzaklaştırabildi. Fakat tokatladığı yerde yeniden pozisyonun içine giren Feyyaz vardı. O da Hayrettin’in boşalttığı kaleye topu gönderiverdi.
Denizli’nin Galatasaray’ı, Beşiktaş’a 2-0’dan 3-2 mağlup oluyor, Gordon Milne’nin üst üste ikinci şampiyonluğunun önünü açıyodu.
Beşiktaş: Engin İpekoğlu, Recep Çetin, Gökhan Keskin, Ulvi Güveneroğlu, Kadir Akbulut, Rıza Çalımbay, Mehmet Özdilek, Alan Walsh (Zeki Önatlı), Feyyaz Uçar, Ali Gültiken, Metin Tekin (Turan Uzun).
Goller: Tanju (5), Ulvi (17 kendi kalesine), Ali (33, 44), Feyyaz (73).
09.05.1992 BEŞİKTAŞ – GALATASARAY: 4-3
Gordon Milne’li Beşiktaş’ın altın yıllarının üçüncüsüydü. Beşiktaş şampiyonluğa çok yaklaşmış, önünde sadece iki engel kalmıştı. Bitime iki hafta kala İnönü’ye gelen takım, iddiasız Galatasaray’dı. Mustafa Denizli yönetimideki sarı-kırmızılılar haftalar önce şampiyonluk yarışında havlu atmıştı. Ancak Galatasaray hâlâ güçlü bir ekipti. Beşiktaş kazanıp tur atmak istiyordu ancak 24. dakikada beklemediği bir golü kalesinde gördü. Rıza, ceza alanı içinde Arif’i düşürmüş, penaltıyı Yusuf gole çevirmişti. Kara Kartal’ın yanıtı çok çabuk geldi. Şifo Mehmet, Bülent’in yanından ışık hızıyla geçip topu Hayrettin’in uzanamayacağı köşeye bıraktı. Devre 1-1 kapanmıştı.
İkinci yarı ise tam bir gol düellosu şeklinde geçti. Bu devrenin ilk golü de Galatasaray’dan geldi. Iorfa’nın pasında İsmail topu ağlarla buluşturdu. Yanıt gecikmedi. Ali ortaladı, Mehmet düzeltti, Sergen şutladı: 2-2. 55. dakikada Iorfa kaleci Bako’yu engelleyince boştaki topu Hamza ağlara gönderdi. Ahmet Çakar bu tartışmalı golü verince Galatasaray 3. kez öne geçiyordu.
58. dakikada son derbi maçına çıkan Erhan Önal’ın hatalı pasını Feyyaz kaptı, pasında Ali skoru bir kez daha eşitledi. Bu golden sonra Tugay kırmızı kart gördü, Yusuf’un sakatlanıp oyundan çıkması, Galatasaray’ı 9 kişi bıraktı.
Beşiktaş tüm gücüyle yükleniyordu. Galatasaray’ın direnecek gücü kalmamıştı. 9 değil 11 kişi olsalar bile bu prese dayanamazlardı. Taraftarın, “Beşiktaş’ın şifası Şifo” pankartını astığı Mehmet’in kaptanlığındaki Beşiktaş, beklenen gole 82. dakikada kavuştu. Şifo’nun golü, üst üste 3. şampiyonluğun garantisiydi.
Beşiktaş: Jaroslav Bako, Recep Çetin, Gökhan Keskin, Ulvi Güveneroğlu, Kadir Akbulut, Zeki Önatlı, Rıza Çalımbay, Mehmet Özdilek, Sergen Yalçın, Feyyaz Uçar, Ali Gültiken (Turan Uzun).
Goller: Yusuf (24 penaltıdan), Mehmet (28, 82), İsmail (46), Sergen (51), Hamza (55), Ali (58).
Gordon Milne’li Beşiktaş’ın altın yıllarının üçüncüsüydü. Beşiktaş şampiyonluğa çok yaklaşmış, önünde sadece iki engel kalmıştı. Bitime iki hafta kala İnönü’ye gelen takım, iddiasız Galatasaray’dı. Mustafa Denizli yönetimideki sarı-kırmızılılar haftalar önce şampiyonluk yarışında havlu atmıştı. Ancak Galatasaray hâlâ güçlü bir ekipti. Beşiktaş kazanıp tur atmak istiyordu ancak 24. dakikada beklemediği bir golü kalesinde gördü. Rıza, ceza alanı içinde Arif’i düşürmüş, penaltıyı Yusuf gole çevirmişti. Kara Kartal’ın yanıtı çok çabuk geldi. Şifo Mehmet, Bülent’in yanından ışık hızıyla geçip topu Hayrettin’in uzanamayacağı köşeye bıraktı. Devre 1-1 kapanmıştı.
İkinci yarı ise tam bir gol düellosu şeklinde geçti. Bu devrenin ilk golü de Galatasaray’dan geldi. Iorfa’nın pasında İsmail topu ağlarla buluşturdu. Yanıt gecikmedi. Ali ortaladı, Mehmet düzeltti, Sergen şutladı: 2-2. 55. dakikada Iorfa kaleci Bako’yu engelleyince boştaki topu Hamza ağlara gönderdi. Ahmet Çakar bu tartışmalı golü verince Galatasaray 3. kez öne geçiyordu.
58. dakikada son derbi maçına çıkan Erhan Önal’ın hatalı pasını Feyyaz kaptı, pasında Ali skoru bir kez daha eşitledi. Bu golden sonra Tugay kırmızı kart gördü, Yusuf’un sakatlanıp oyundan çıkması, Galatasaray’ı 9 kişi bıraktı.
Beşiktaş tüm gücüyle yükleniyordu. Galatasaray’ın direnecek gücü kalmamıştı. 9 değil 11 kişi olsalar bile bu prese dayanamazlardı. Taraftarın, “Beşiktaş’ın şifası Şifo” pankartını astığı Mehmet’in kaptanlığındaki Beşiktaş, beklenen gole 82. dakikada kavuştu. Şifo’nun golü, üst üste 3. şampiyonluğun garantisiydi.
Beşiktaş: Jaroslav Bako, Recep Çetin, Gökhan Keskin, Ulvi Güveneroğlu, Kadir Akbulut, Zeki Önatlı, Rıza Çalımbay, Mehmet Özdilek, Sergen Yalçın, Feyyaz Uçar, Ali Gültiken (Turan Uzun).
Goller: Yusuf (24 penaltıdan), Mehmet (28, 82), İsmail (46), Sergen (51), Hamza (55), Ali (58).
20.10.1993 BEŞİKTAŞ-TRABZONSPOR: 7-1
Hiç durmadan yağan bir yağmur, insanı titreten bir rüzgar. Tribünlerde biletli 10 bin 460 seyirci hiç durmadan yaptığı tezahürat... İşte bu atmosferde fırtına gibi başlıyor Beşiktaş maça.
Henüz ilk dakikalarda kurduğu baskı sonuç veriyor Kara Kartal’ın... Orta sahada Sergen’e yapılan bir faulü hakem Erman Toroğlu avantaja bırakıyor, Metin’in ortasında da Mehmet topu Trabzon ağlarına gönderiyordu.
İkinci dakikada gelen ve Trabzon’u moral olarak çökerten gol, Beşiktaş’ı daha da şahlandırdı. 16’ncı dakikada bu kez Nartallo’nun vuruşu ağlara gidiyor, 4 dakika sonra Oktay farkı üçe çıkartan golü atıyordu. Herkes şaşkındı. Daha 20 dakika dolmuş ama maçı kazanan ve kaybeden belli olmuştu. Bundan sonrası, Beşiktaş için tarihi bir skora imza atmak için oynanacak bölümdü artık.
İkinci yarı başlarken Trabzon biraz daha gayretliydi. Ama golü bulan taraf yine Beşiktaş oldu. Sahanın yıldızı Sergen nefis hareketlerle götürdüğü topu Victor’un bakışları arasında ağlara gönderdiğinde, skorbord 49. dakikayı gösteriyordu.
Golün şokuyla sarsılan Trabzon savunmasında bir büyük hata Nartallo’yla 5. golü getiriyor, Şenol Güneş kenarda takımının yıkılışını seyrediyordu.
69’da Şota’nın şeref sayısının ardından Beşiktaş yine rakibinin üzerin bir kâbus gibi çöktü. Birbiri ardına kaçan gollerden sonra Oktay’ın 81., Mehmet’in 85. dakikalardaki golleri tarihi farkı skor tabelasına yansıtıyodu.
Gordon Milne yönetimindeki Kara Kartal, Trabzonspor’a tarihinin en ağır yenilgisini tattırırken ligde 12 hafta sonunda üçüncü sıraya yerleşiyordu.
Beşiktaş: Zafer Öğer, Rıza Çalımbay, Ali Günçar, Gökhan Keskin, Mutlu Topçu, Fani Madida, Mehmet Özdilek, Sergen Yalçın (dk. 77 Kadir Akbulut), Oktay Derelioğlu, Osvaldo Nartallo (dk. 77 Ali Gültiken), Metin Tekin.
Goller : Mehmet (2, 85), Nartallo (16, 51), Oktay (20, 81), Sergen (49), Şota (69).
Hiç durmadan yağan bir yağmur, insanı titreten bir rüzgar. Tribünlerde biletli 10 bin 460 seyirci hiç durmadan yaptığı tezahürat... İşte bu atmosferde fırtına gibi başlıyor Beşiktaş maça.
Henüz ilk dakikalarda kurduğu baskı sonuç veriyor Kara Kartal’ın... Orta sahada Sergen’e yapılan bir faulü hakem Erman Toroğlu avantaja bırakıyor, Metin’in ortasında da Mehmet topu Trabzon ağlarına gönderiyordu.
İkinci dakikada gelen ve Trabzon’u moral olarak çökerten gol, Beşiktaş’ı daha da şahlandırdı. 16’ncı dakikada bu kez Nartallo’nun vuruşu ağlara gidiyor, 4 dakika sonra Oktay farkı üçe çıkartan golü atıyordu. Herkes şaşkındı. Daha 20 dakika dolmuş ama maçı kazanan ve kaybeden belli olmuştu. Bundan sonrası, Beşiktaş için tarihi bir skora imza atmak için oynanacak bölümdü artık.
İkinci yarı başlarken Trabzon biraz daha gayretliydi. Ama golü bulan taraf yine Beşiktaş oldu. Sahanın yıldızı Sergen nefis hareketlerle götürdüğü topu Victor’un bakışları arasında ağlara gönderdiğinde, skorbord 49. dakikayı gösteriyordu.
Golün şokuyla sarsılan Trabzon savunmasında bir büyük hata Nartallo’yla 5. golü getiriyor, Şenol Güneş kenarda takımının yıkılışını seyrediyordu.
69’da Şota’nın şeref sayısının ardından Beşiktaş yine rakibinin üzerin bir kâbus gibi çöktü. Birbiri ardına kaçan gollerden sonra Oktay’ın 81., Mehmet’in 85. dakikalardaki golleri tarihi farkı skor tabelasına yansıtıyodu.
Gordon Milne yönetimindeki Kara Kartal, Trabzonspor’a tarihinin en ağır yenilgisini tattırırken ligde 12 hafta sonunda üçüncü sıraya yerleşiyordu.
Beşiktaş: Zafer Öğer, Rıza Çalımbay, Ali Günçar, Gökhan Keskin, Mutlu Topçu, Fani Madida, Mehmet Özdilek, Sergen Yalçın (dk. 77 Kadir Akbulut), Oktay Derelioğlu, Osvaldo Nartallo (dk. 77 Ali Gültiken), Metin Tekin.
Goller : Mehmet (2, 85), Nartallo (16, 51), Oktay (20, 81), Sergen (49), Şota (69).
01.10.1997 BEŞİKTAŞ-PARİS SAİNT GERMAİN: 3-1
Günter Benko’nun düdüğüyle başladı maç... Beşiktaş seyircisi ilk kez takımlarını Şampiyonlar Ligi’nde izledikleri için heyecan içindeydiler. Grubun ilk maçında Bayern’e deplasmanda 2-0 yenilmesine karşın ezilmemişti Kartal... Bu kez de ezilmeye değil, ezmeye niyetliydi...
Henüz 5. dakika oynanırken Erkan, sağ kanattan hareketlenip topu cezaalanına doğru ortaladı. Fırsatçı Oktay topu önce düzeltti, ardından Revault’u terse yatıran güzel bir vuruşla ağları havalandırıverdi. Burnu büyük Fransızlar şaşırmıştı.
İlk yarının ilerleyen bölümlerinde de gol pozisyonları bulan taraf Beşiktaş’tı. Kronometre 41. dakikayı gösterdiğinde yine Erkan sağdan bir bindirme yaptı. Ortasını kaleci son anda tokatlayabildi. Sola doğru açılan topu bu kez Serdar aldı ve ön direğe doğru sert bir orta daha yaptı. Uçarak nefis bir kafa vuran Oktay hem kendisinin hem de takımının ikinci golünü atıyor, ilk yarının da skorunu belirliyordu.
İkinci yarıda skoru koruma telaşına düşen Beşiktaş için sıkıntılı anlar başlamıştı. Fransızların akınları artıyor, kalemizde tehlike üstüne tehlike yaşanıyordu. 66. dakikada sağdan yapılan ortayı Recep ıskaladı, Simone topu aldı. Sakat Mrmiç’in yerine oynayan Fevzi’yi çalımladıktan sonra, skoru 2-1’e getiren golü attı.
Gol Kartal’ı ateşledi. Bu kez rakip kaleye yüklenen Beşiktaş’tı. 83. dakikada Fevzi’nin degajını takip eden Amokachi, savunmanın arkasına sarkıp kaleci Revault’la karşı karşıya kaldı. Nijeryalı yıldızın vuruşu kaleciden dönüyor, dönen topu da Ertuğrul, üçüncü Beşiktaş golü olarak PSG ağlarına gönderiyordu.
Beşiktaş, tarihindeki ilk Şampiyonlar Ligi galibiyetini alırken, Fransızlar adeta şoke olarak sahadan ayrılıyorlardı.
Beşiktaş: Fevzi Tuncay, Recep Çetin, Rahim Zafer, Alpay Özalan, Erkan Avseren, Mehmet Özdilek, Zlatko Yankov, Tayfur Havutçu, Serdar Topraktepe (dk. 71 Mutlu Topçu), Oktay Derelioğlu (dk. 73 Ertuğrul Sağlam), Daniel Amokachi (dk. 86 Yordan Letchkov).
Goller: Oktay (5, 41), Simone (66), Ertuğrul (83).
Günter Benko’nun düdüğüyle başladı maç... Beşiktaş seyircisi ilk kez takımlarını Şampiyonlar Ligi’nde izledikleri için heyecan içindeydiler. Grubun ilk maçında Bayern’e deplasmanda 2-0 yenilmesine karşın ezilmemişti Kartal... Bu kez de ezilmeye değil, ezmeye niyetliydi...
Henüz 5. dakika oynanırken Erkan, sağ kanattan hareketlenip topu cezaalanına doğru ortaladı. Fırsatçı Oktay topu önce düzeltti, ardından Revault’u terse yatıran güzel bir vuruşla ağları havalandırıverdi. Burnu büyük Fransızlar şaşırmıştı.
İlk yarının ilerleyen bölümlerinde de gol pozisyonları bulan taraf Beşiktaş’tı. Kronometre 41. dakikayı gösterdiğinde yine Erkan sağdan bir bindirme yaptı. Ortasını kaleci son anda tokatlayabildi. Sola doğru açılan topu bu kez Serdar aldı ve ön direğe doğru sert bir orta daha yaptı. Uçarak nefis bir kafa vuran Oktay hem kendisinin hem de takımının ikinci golünü atıyor, ilk yarının da skorunu belirliyordu.
İkinci yarıda skoru koruma telaşına düşen Beşiktaş için sıkıntılı anlar başlamıştı. Fransızların akınları artıyor, kalemizde tehlike üstüne tehlike yaşanıyordu. 66. dakikada sağdan yapılan ortayı Recep ıskaladı, Simone topu aldı. Sakat Mrmiç’in yerine oynayan Fevzi’yi çalımladıktan sonra, skoru 2-1’e getiren golü attı.
Gol Kartal’ı ateşledi. Bu kez rakip kaleye yüklenen Beşiktaş’tı. 83. dakikada Fevzi’nin degajını takip eden Amokachi, savunmanın arkasına sarkıp kaleci Revault’la karşı karşıya kaldı. Nijeryalı yıldızın vuruşu kaleciden dönüyor, dönen topu da Ertuğrul, üçüncü Beşiktaş golü olarak PSG ağlarına gönderiyordu.
Beşiktaş, tarihindeki ilk Şampiyonlar Ligi galibiyetini alırken, Fransızlar adeta şoke olarak sahadan ayrılıyorlardı.
Beşiktaş: Fevzi Tuncay, Recep Çetin, Rahim Zafer, Alpay Özalan, Erkan Avseren, Mehmet Özdilek, Zlatko Yankov, Tayfur Havutçu, Serdar Topraktepe (dk. 71 Mutlu Topçu), Oktay Derelioğlu (dk. 73 Ertuğrul Sağlam), Daniel Amokachi (dk. 86 Yordan Letchkov).
Goller: Oktay (5, 41), Simone (66), Ertuğrul (83).
23.08.2000 / LOKOMOTİV MOSKOVA-BEŞİKTAŞ: 1-3
Beşiktaş için Avrupa Kupaları’nda kazanılan başarıların önemli bir yeri vardır. Bunlar için de Lokomotiv’e karşı Moskova’da elde edilen zafer, büyük öneme sahiptir. Siyah-beyazlılar 2000-01 sezonunda Şampiyonlar Ligi’ne ikinci kez katılma vizesini bu maçla almakla kalmamış, bir Rus takımını eleyen ilk Türk Takımı ünvanına en farklı deplasman galibiyetini alarak ulaşmıştır.
Bulgarlar’ın güçlü takımı Levski Sofya’yı eleyen Beşiktaş’ın yeni rakibi Lokomotiv Moskova’ydı. İstanbul’a elde edilen 3-0’lık galibiyet, Şampiyonlar Ligi’nin kapısını aralamış ancak tur Rus başkentine bırakılmıştı.
Beşiktaş, Luzhniki Stadı’nda oynanan maçta muhteşem bir futbol sergiledi. Shorunmu’nun 21. dakikada üst üste kurtardığı iki pozisyon, maçın kader anlarıydı. Ardından Beşiktaş’ın futbol şovu başladı. Dalga dalga oluşan siyah-beyazlı ataklar 27. dakikada beklenen golü getirdi. Münch’ün ortasında Rus savunması topu uzaklaştıramadı, Nouma kalabalık defansın arasından şık bir plase çıkartıp Nigmatulin’i avladı.
Ruslar ikinci yarının başlarında çıkış yapıp ‘’En azından yenilmeyelim’’ golü aramaya başladı. 50. dakikada Cherevchenko skora eşitliği getirdi.
Ancak Beşiktaş galibiyete and içmişti. 1-1’lik skor, tur için yetmesine rağmen galibiyet için atak üstüne atak geliştirdi. 72. dakikada ataklarından birini gole çevirmeyi başardı. Khlestov’un pasını alan Nihat, topu neredeyse 40 metre sürdü, tüm Rus savunmasını çalıma dizip son adam Nizhegorodov’u da geçtikten sonra topu filelere gönderdi. Bu nefis gol, Beşiktaş’ı daha da ateşledi. 87. dakikada Münch’ün ortasında Rahim yakın mesafeden vurdu, kaleci güçlükle çeldi ancak topu takip eden biri vardı, kaptan Tayfur ok gibi fırlayıp dokundu: 3-1.
Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’ne bu müthiş zaferle girmeyi başarmıştı.
Beşiktaş: Ike Shorunmu – Sead Halilagiç (dk.84 Rahim Zafer), Ümit Bozkurt, Erman Güracar – Nihat Kahveci, İbrahim Üzülmez, Kiroslav Karhan (dk.79 Yasin Sülün), Tayfur Havutçu, Markus Münch – Pascal Nouma (dk. 58 Dimitri Khlestov), Ahmet Dursun
Goller: Nouma (27), Cherevchenko (50), Nihat (72), Tayfur (87)
Beşiktaş için Avrupa Kupaları’nda kazanılan başarıların önemli bir yeri vardır. Bunlar için de Lokomotiv’e karşı Moskova’da elde edilen zafer, büyük öneme sahiptir. Siyah-beyazlılar 2000-01 sezonunda Şampiyonlar Ligi’ne ikinci kez katılma vizesini bu maçla almakla kalmamış, bir Rus takımını eleyen ilk Türk Takımı ünvanına en farklı deplasman galibiyetini alarak ulaşmıştır.
Bulgarlar’ın güçlü takımı Levski Sofya’yı eleyen Beşiktaş’ın yeni rakibi Lokomotiv Moskova’ydı. İstanbul’a elde edilen 3-0’lık galibiyet, Şampiyonlar Ligi’nin kapısını aralamış ancak tur Rus başkentine bırakılmıştı.
Beşiktaş, Luzhniki Stadı’nda oynanan maçta muhteşem bir futbol sergiledi. Shorunmu’nun 21. dakikada üst üste kurtardığı iki pozisyon, maçın kader anlarıydı. Ardından Beşiktaş’ın futbol şovu başladı. Dalga dalga oluşan siyah-beyazlı ataklar 27. dakikada beklenen golü getirdi. Münch’ün ortasında Rus savunması topu uzaklaştıramadı, Nouma kalabalık defansın arasından şık bir plase çıkartıp Nigmatulin’i avladı.
Ruslar ikinci yarının başlarında çıkış yapıp ‘’En azından yenilmeyelim’’ golü aramaya başladı. 50. dakikada Cherevchenko skora eşitliği getirdi.
Ancak Beşiktaş galibiyete and içmişti. 1-1’lik skor, tur için yetmesine rağmen galibiyet için atak üstüne atak geliştirdi. 72. dakikada ataklarından birini gole çevirmeyi başardı. Khlestov’un pasını alan Nihat, topu neredeyse 40 metre sürdü, tüm Rus savunmasını çalıma dizip son adam Nizhegorodov’u da geçtikten sonra topu filelere gönderdi. Bu nefis gol, Beşiktaş’ı daha da ateşledi. 87. dakikada Münch’ün ortasında Rahim yakın mesafeden vurdu, kaleci güçlükle çeldi ancak topu takip eden biri vardı, kaptan Tayfur ok gibi fırlayıp dokundu: 3-1.
Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’ne bu müthiş zaferle girmeyi başarmıştı.
Beşiktaş: Ike Shorunmu – Sead Halilagiç (dk.84 Rahim Zafer), Ümit Bozkurt, Erman Güracar – Nihat Kahveci, İbrahim Üzülmez, Kiroslav Karhan (dk.79 Yasin Sülün), Tayfur Havutçu, Markus Münch – Pascal Nouma (dk. 58 Dimitri Khlestov), Ahmet Dursun
Goller: Nouma (27), Cherevchenko (50), Nihat (72), Tayfur (87)
19.09.2000 / BEŞİKTAŞ-BARCELONA: 3-0
Şampiyonlar Ligi başlıbaşına bir heyecandı Beşiktaş taraftarı için. İlk maçta Milan’a biraz da şanssız bir şekilde boyun eğen Beşiktaş, şimdi kendi sahasında dünya futbolunun başka devi Barcelona ile karşılaşıyordu. Üstelik daha 3 gün önce Fenerbahçe’yi 3-0 mağlup etmenin moraliyle çıkıyordu sahaya... Scala yönetimindeki Beşiktaş, maça durgun ve temkinli başladı. Bir hafta önce Leeds’i 4-0 yenen dünya devi Barça; Rivaldo, Kluivert, Overmars, Zenden, Sergi, Frank De Boer gibi yıldızlarıyla topu daha çok kullanan taraftı. Ancak maçın 25. dakikasından itibaren heyecanını yenen Beşiktaş, oyuna ağırlığını koymaya başladı. 37. dakikada da o beklenen gol geldi. Nihat’ın derin pasına zıpkın gibi hareketlenen Ahmet Dursun, bir anda öne çıkan Dutruel’den önce ayağının içiyle topu kaleye doğru gönderdi. Top çizgiyi geçerken İnönü Stadı’ndakiler de kendinden geçiyordu adeta... 30 bin seyirci çılgına dönmüş, futbolcular yumak olmuştu. Ama şov daha yeni başlamıştı... İkinci yarıda Beşiktaş oyunun tek hakimiydi. Dünya yıldızı Rivaldo, Tayfur’un gölgesinden kurtulamıyor ve hiçir varlık gösteremiyordu. 74. dakika oynanırken Barça savunmasının sağ tarafını felç eden İbrahim, bir kez daha hızlı bir akın geliştirdi. Abelardo geride kalmış, İbrahim topu Nouma’ya aktarmıştı. Fransız yıldız topu durdurmadan hemen sağındaki Ahmet’in önüne uzattı. Ahmet de ileri çıkan Dutruel’in üstünden müemmel bir aşırtmayla ağları gördü. Beşiktaşlı futbolcular, ‘’oley, oley’’ ve ‘’üç, üç’’ sesleri arasında futbol resitali veriyorlardı. Bitime 4 kala sahanın yıldızı İbrahim’in müthiş pasına bu kez Münch hareketleniyor, Alman futbolcu da yerden bir pasla topu kale önündeki Nouma’ya aktarıyordu. Pascal’ın vuruşu önce kaleci Dutruel’den dönüyor, Fransız yıldız topu ikinci kez kaleye doğru gönderiyordu. Üst direğe çarpan top çizginin içine düşünce yardımcı hakem ‘’gol’’ kararını veriyor ve scorbordda bütün Avrupa’yı şaşkına çeviren skor beliriyordu. Fransız Colombo’nun bitiş düdüğüyle birlikte Beşiktaş, dünyanın en güçlü takımlarından Barcelona’yı İnönü’nün çimlerine gömmüştü. Beşiktaş: Ike Shorunmu – Dimitri Khlestov, Üit Bozkurt, Erman Güracar (dk. 90 Zafer) – Nihat Kahveci, Miroslav Karhan, Tayfur Havutçu, İbrahim Üzülmez, Markus Münch – Ahmet Dursun (dk.81 Yasin Sülün), Pascal Nouma (dk. 87 Fazlı Ulusal) Goller: Ahmet Dursun (37, 74), Nouma (86) |
|
16.09.2000 / BEŞİKTAŞ – FENERBAHÇE: 3-0
İnanılmaz tribün şovlarıyla İnönü Stadı tarihi günlerinden birini daha yaşıyordu. Şampiyonluk iddiasıyla sezoa başlayan Beşiktaş ve Fenerbahçe, karşı karşıyaydı. Maçın başında iki taraf da orta sahada oyunu kabul eden bir görünüm çiziyordu. Fenerbahçe’nin saman alevi gibi patlayan bir akını biterken dakikalar 17’yi gösteriyordu ve Beşiktaş Nihat’la orta sahadan bir akın geliştiriyordu. Nihat’ın pasıyla buluşup son çizgiye kadar inen Tayfur, topu bir anda ceza alanı içine doğru çevirdi. Gelen topa yine Nihat hareketlendi ve çok sert bir vuruşla topu Rüştü’nün üzerine tavana doğru astı. Golle birlikte moral bulan Beşiktaş, rakibinin üerine daha çok gidiyor ama bir türlü ikinci golü atamıyordu. Devre 1-0 sonuçlanırken ikinci yarının tarihi bir ana tanıklık edeceğinden de kimsenin haberi yoktu. İkinci yarının hemen başında İbrahim’in düşürülmesini Metin Tokat faullu cezalandırıyor, kazanılan faul atışını Münch kale sahasının içine doğru gönderiyordu. Karhan’la birlikte topa yükselen Tayfur’un mükemmel kafa vuruşu skoru 2-0’a getiriyordu. Savunması dağılan Fenerbahçe, en azından bir gol için rakip kaleye yüklenince Kartal’ın iştahı daha da açılıyor, sahanın yıldızı İbrahim’in pasında Münch kaleci Rüştü’yle karşı karşıya kalıyordu. Alman futbolcu golü atmak yerine pas verince, ağları havalandırmak Nouma’ya kısmet oluyor, Beşiktaş seyircisi 3. gol için havaya fırlıyordu. Mustafa Denizli yönetimindeki Fenerbahçe tam anlamıyla dağılmıştı. Tecrübeli teknik adam, sahadaki 4 yabancısının üzerine oyuna Revivo ve Rapaiç’i de sokarak, Türk futbol tarihinin en büyük gaflarından birine imza atıyor, aynı anda sahaya 6 yabancı sürerek takımın hükmen yenilmesine de sebep oluyordu. Beşiktaş, hiçbir söylentiye olanak bırakmayacak kadar temiz ve güzel bir futbolla Fenerbahçe’yi hem resmen hem de hükmen 3-0 mağlup ediyordu. Beşiktaş: Ike Shorunmu – Dimitri Khlestov, Ümit Bozkurt, Erman Güracar – Nihat Kahveci(dk. 63 Rahim Zafer), Miroslav Karhan, Tayfur Havutçu, İbrahim Üzülmez, Markus Münch – Ahmet Dursun (dk. 69 Mehmet Özdilek), Nouma Goller: Nihat (17), Tayfur (48), Nouma (67) |
|